Bilim Teknik 27.09.2013
ZÜMRÜTTEN AKiSLER
A. M. Celal Şengör
Pek çok tarihçi dostumla üzerinde hiç tartışmadan anlaştığım konuların başında, Fatih Sultan Mehmet’in en büyük Osmanlı padişahı olduğu gelir. Fatih bence Osmanlı ailesinin yetiştirdiği tek dâhidir. Gerçi eski ve yeni pek çok ikinci sınıf Osmanlı tarihçisi önüne gelen padişaha bu sıfatı yakıştırmayı sever, ama kendilerine bu dehânın nasıl tezahür ettiğini sorduğunuzda pek verecek cevapları olmaz. Ön Asya Türk tarihi maalesef Fatih ile Atatürk arasında dâhi yetiştirmedi.
Ah Fatih Yerinden Bir Kalkabilse!
Ama milletçe Fatih’i de tanıdığımız söylenemez. Geçenlerde büyük Alman şarkiyatçısı Emil Jacobs’un ölümünden 9 yıl sonra yayımlanabilmiş, Fatih’in kitapları hakkında yarım kalmış bir makalesini okurken, son cümlenin gözlerimi yaşarttığını söylemeliyim. Jacobs 21 yaşındaki sultanın kendi kütüphanesi için Bizans koleksiyonlarından seçtiği eserleri tanıttığı eserini şu cümlede bırakmış: “Burada, içerikleri, son Paleologların yıkılmış imparatorluk toplumu için artık ölü olan kodeksleri değil, yaşam nefesi veren, ileride yapılacak şeyler için besin sağlayan, bilgi ve şöhret heyecanı uyandıran el yazmalarını görüyoruz. Bunlar II. Mehmed’in bize hediye ettiği, kendisinin de eski Yunanlı yazarların tekrar keşfine ve ayağa kaldırılmalarına, Rönesansın insanlığa bahşettiği mutluluk ve varlığa katkısının olduğunun yaşayan şahitleridir.” Bu sözlerin 21 yaşında Müslüman bir gencin 500 yıl sonra ardından yazıldığını unutmayınız. Büyük bilim adamı Jacobs, Fatih’in kendi kütüphanesi için seçtiği kitapların özelliklerini şöyle özetliyor: 1) Fatih, din kitapları toplamamıştır, 2) Fatih en yeni eserleri elde etmeye çalışmıştır. Kütüphanesi hemen tamamen 15. yüzyılda yazılmış veya kopyalanmış eserlerden oluşmaktadır. Jacobs’a göre büyük padişahımızın kütüphanesinden elimizde ne yazık ki sadece 50 kadar kitap kalmıştır ki, bunların 42’si Yunancadır. Bunlar arasında sadece 5 tanesi din kitabıdır: 1 İncil pasajları içeren dinsel tören kitabı, 1 gene İncil pasajlarından oluşan dua kitabı, 2 tane Zebur tefsiri. Bunların hepsi 13. ve 14. yüzyıllardandır. Bir de son derece kıymetli, 12. yüzyıldan kalma bir Eski Ahit sekizlemesi. Geri kalan 37, konularına göre şöyle dağılıyor: 3 şair: Homeros, Hesiodos, Pindaros (ilk ikisinin hemen tüm Yunan putperest kültürünün, yani insan uygarlığının, temeli olduğunu hatırlayalım). 8 tane Yunanca gramer kitabı ve sözlük. Sözlüklerin ikisi Yunanca-Latince. Ptolemaios’un coğrafyasını bulan ve yayınlayan büyük Bizanslı bilim adamı Maksimos Planudes tarafından yorumlarıyla birlikte yayımlanmış Esop’un masallarını içeren bir okul kitabı. 1 atasözleri kitabı, Pitagor vs. 2 cilt Aristoteles. 1 adet taşların esrarlı özellikleri üzerine yazılmış kitap (zamanın mineralojisi). 1 büyü kitabı. Hippokrat’ın, Galen’in, Mikhael Psellos ve bazı diğer yazarların eserlerini içeren 1 tıp cildi. Cassianus Bassus tarafından 10. yüzyılda yazılmış 1 tarım kitabı. Oppianos’un balıkların yaşamı ve balıkçılık üzerine bir eseri. Arrian’ın meşhur Anabasis’i, yani İskender’in büyük Asya seferinin tarihi ve gene aynı yazarın Hindistan (Indike) adlı eseri. Ksenofon’un Pers İmparatoru Büyük Kiros’un hayatını konu edinen Kiropedia’sı. Polibios’un tarihinin ilk 5 kitabı. Kantakuzen’in 1320-1356 tarihleri arasını kapsıyan tarih kitabı. Konstantinopolis’in oluşumunu anlatan Patria Konstantinupoleos adlı eser.Roma ve Bizans imparatorlarının yaşamlarını anlatan 1 cilt. Komnenos imparator ailesini anlatan 1 cilt. Kristobulos’un Sultan II. Mehmet tarihinin bilinen tek kopyası. 4 adet astronomi ve matematik kitabı: Bunlar arasında son derece kıymetli bir Öklid el yazması, buhar makinesinin mucidi İskenderiye’liHeron’un Metrika’sı, Ptolemaios’un coğrafyası. Buondelmonte’nin Isolaria’sının (Adalar: bu kitap Ege hakkındadır) dünyadaki tek Yunanca tercümesi. Askeri bilimlere üç ait eser. Diogenes Laertius’un Yunan filozoflarının yaşamlarını anlattığı eseri. Bizans’ın mücevherlerle kaplı din kitaplarına el bile sürmemiştir Fatih.
Onların kendisinin yapmak istediği işler için beş paralık değerlerinin olmadığını biliyordu. Fatih’in kütüphanesindeki kitaplar diye eserler yazılmıştır bu ülkede, bu saydıklarıma hiç değinmeyen. Saçma sapan Fetih Müzelerinde yobaz/çapulcu karışımı olarak çocuklarımıza sunduğumuz Fatih işte aslında burada kısacık bir makalede Jacobs’un bize takdim ettiği modern, bilimsel düşünen, entelektüel zevkleri Avrupa’yı tamamen kucaklayan, doğa bilimlerinden tarihten, ama her türlü tarihten ders çıkarmaya çalışan, uygarlığın dilleri olan Yunanca ve Latinceyi öğrenmek isteyen devdir. Ey Orta Çağ kafası: Çocuklarımıza kakaladığın Fatih gerçek Fatih değildir! Ama ne yazık ki büyük dâhi yerinden kalkıp o koca şâhî topunu senin zırvalıklarına doğrultamıyor. İlkokula üç din dersi koyan kafa: Rumeli Hisarı’nın önünden geçerken dikkat et: Kim bilir, oradaki küçük toplardan biri birden ateş alabilir! Alırsa bunu kim ateşledi diye de sorma. Cevabı Jacobs’un makalesindedir.
www.celalsengor.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder